Yerel seçimler ve Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesinde, Batı Trakya Türk Azınlığı’nın hedef haline getirilmesi ve azınlığımıza hâlâ “milli tehlike” ve “milli mesele” penceresinden bakılması son derece antidemokratik olmakla beraber, ülke kamuoyunda azınlık karşıtı bir algı yaratmaktadır. Azınlık mensubu adaylarla ilgili olarak kopartılan fırtına ve sonuçta azınlığı hedef alan bir anlayışa zemin hazırlayan son olaylar, azınlık seçmenini derinden yaralamış ve içindeki umutları bir kez daha öldürmüştür.

Ülkesine ve devletine bağlı olan ve bu konuda dünyadaki örnek toplumlardan biri olan Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı’nı “milli bir tehlike” olarak lanse eden siyasi anlayışı kınıyoruz. Bu bağlamda azınlığımızı ve azınlığın sorunlarını dile getirebilmek, demokratik taleplerini kazanabilmesi için her zaman demokrasi içinde mücadele eden DEB Partisi’ni ve yerel yönetime talip olan azınlık üyelerini gerçekle alakası olmayan itham ve yakıştırmalarla suçlayan bazı siyasi parti temsilcileri ile, bir takım medya kuruluşlarının bu antidemokratik ve hedef gösterici tutumları, tüm azınlığımızı rencide etmektedir. Avrupa Parlamentosu seçimlerine katılarak, demokratik bir mücadele yürüten, azınlığımızın haklı taleplerini üyesi olduğumuz Avrupa Birliği’ne ve ülke kamuoyuna duyurmaya çalışan partimize yönelik saldırı ve ithamları, azınlık olarak demokrasi, hoşgörü, insan ve azınlık hakları adına endişeyle takip ediyoruz. Bu çabalar, demokrasinin nimetlerinden yararlanmaya çalışan ve yıllardır çözüme kavuşmayan sorunlarına çare arayan Batı Trakya Türk Azınlığı’na yapılan son derece antidemokratik ve toplumsal dışlamayı hedef alan çabalardır. Azınlığımızı siyasi mücadeleden ve sesini dünyaya duyurma hakkından mahrum etme girişimleri demokratik bir toplumda kabul edilemez.

Azınlığımızı hedef alan, azınlığımızın kimliğine, kültürüne ve siyasi tercihlerine saygıdan uzak hareketleri kınadığımızı bildirir, bunların bir an önce son bulmasını beklediğimizi tüm kamuoyuyla paylaşırız.

DEB PARTİSİ