Genel Başkan halkın sorunlarını dinledi. Bugüne kadar azınlık hakları hususunda ülkemiz Yunanistan’ın tutumunu değerlendirdi. Halkla yapılan sohbette, Genel Başkan üniversitelerden mezun olan gençlerimizin işsiz olduğunu, kamudaki görevlere alınmadıklarını, ister istemez çiftçilik yapmak zorunda kaldıklarını anlattı. Azınlığın ekonomik buhranda hiçbir günahı olmadığı halde, büyük bir fatura ödediğini, ancak ülke nimetlerinin ve fırsatlarının paylaşımına ortak edilmediğini belirtti. Ülkesine sadık birer vatandaş olarak herkesin sorumluluğunu yerine getirdiğini, ancak haklar bağlamında azınlık insanının madur edildiğini ifade etti. Azınlıkta hiç kabul görmediği halde “240 İmam Yasası’nın” azınlığa zorla dayatıldığını bu konuda azınlığın düşüncesi dahi sorulmadığını, çocukların Yunanca dilinde islâmı öğrenmeye mecbur edildiklerini söyledi.

Bugüne kadar müftülük ve vakıfların idaresi konusunda, azınlık insanının iradesinin yok sayıldığını, bu şartlarda azınlık insanı için bir demokrasiden, insan hak ve hürriyetlerinden bahsetmenin mümkün olmadığını söyledi.

Türkçe-Yunanca eğitim verecek anaokulu taleplerine olumsuz yanıt verildiğini, eğitim konusunda Lozan’ın gayet açık olduğunu, bu hususta Lozan’dan doğan haklardan mahrum edildiklerini dile getirdi. Azınlığın tahammül sınırlarının zorlandığını, demokratik çerçeve içerisinde azınlığın bir seçim sandığında tepki koyma zamanının geldiğini söyledi. Genel Başkan kendisini sabırla dinleyenlere teşekkür ederek ziyaretini sonlandırdı.