Düşünce ve ifade özgürlüğüne yapılan bu saldırıyı anlamakta güçlük çekiyoruz. Bir toplumun kimliğini tayin etmek, hiçbir parti mensubunun tekelinde değildir. Her halk kendini nasıl bir kimlikle tanımlayacağına kendi karar verir.

Avrupa Parlamentosu çatısı altında bir konferansın basılıp sözlü saldırılarda bulunulması ve konferansın engellenmeye çalışılması, demokrasiye, insan haklarına, düşünce ve ifade özgürlüğüne zarar verilmesini, hiçbir mantıkla açıklamak mümkün değildir.

Batı Trakya Türk Azınlığı’nın yıllardır çözüme kavuşturulmamış birçok sorunu çözüm beklerken, azınlığı muhatap almayan hükümetler çıkarttıkları yeni yasalarla sorunları daha da büyütmüştür.

Bugün haklarını Brüksel’de, Avrupa Parlamentosu’nun çatısı altında arayan azınlık kuruluşlarının toplantılarını basmak ve bu kuruluşları sindirmeye çalışmak hiçbir sorunu çözmez.

Ayrıca, konferansın yapıldığı salona baskın yapan ve olay çıkartan Altın Şafak Partisi milletvekillerinin yanı sıra Yunanistan’daki diğer bazı siyasi parti ve AP milletvekillerinin de söz konusu etkinliği kınamalarını düşünce ve ifade özgürlüğüne ve ülkemiz demokrasisine zarar verdiğini vurgulamak isteriz. Bu parti ve milletvekillerinin bu açıklamalarını gözden geçireceklerini umut ediyor ve kendilerini sorumluluğa davet ediyoruz.

Ülkemiz Yunanistan’dan ivedilikle Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı’nı muhatap alarak sorunlarımızı çözüme kavuşturması beklentimizdir.
DEB PARTİSİ