I. Dünya Savaşı’nın sona ermesi ve ülkelerin sınırlarının değişmesiyle Avrupa’daki ulusal azınlıkların kaderinin çoğunun benzer olduğunu söyleyen Pap, Yunanistan’da Batı Trakya Türk Azınlığı’nın 1923 Lozan Antlaşması ile belirlendiğini ancak antlaşmanın ulusal azınlık kavramı kullanmadığı için Yunanistan’ın ülkesinde yalnızca “Müslüman azınlık” tanımını kabul ettiğini belirtti.

Yunanistan’da yüzde 3 seçim barajı nedeniyle bağımsız adayların parlamentoya seçilemediğini bu nedenle azınlık üyesi kişilerin çoğunluk partilerinden aday olduğunu söyleyen Pap, aksi durumda Türklerin parlamentoda seçilme şansının olmadığını belirtti. Pap, DEB Partisi’nin Avrupa Parlamentosu seçimlerine girdiğini ve bölgede çok yüksek bir oy almasına rağmen Avrupa Parlamentosu’na milletvekili gönderemediği kaydetti.

Keşif ziyareti sırasında azınlık medya temsilcileri ile görüştüklerini kaydeden Pap, yazısında Gündem ve Millet’e verilen tazminat cezalarına değindi, Yunan medyasının Türk azınlığa karşı genel olarak negatif bir tutum sergilediğini aktardı. Azınlık gazetelerinin sorunlarına değinen Pap, azınlığın zorlu sosyo-ekonomik şartlarda yaşadığı bir ortamda basının da durumunun zor olduğunu ifade etti.

İsminde “Türk” kelimesi geçen derneklerin kapatıldığını, azınlığın yaşadığı bölgelerde Türkçe yol işaretleri bulunmadığını belirten Pap, 19. Madde nedeniyle 46 bin kişinin etnik Yunan soyundan olmadıkları için vatandaşlıktan çıkarıldığını ayrıca not etti.

Gümülcine Belediye Başkanı Yorgo Petridis ile yaptıkları görüşmenin ayrıntılarını aktaran Pap, Petridis’in Batı Trakya Türklerinin düşük gelirli kesimden olması ve azınlık okullarındaki eğitim kalitesinin düşük olması nedeniyle Türklerin sosyal statüsü yüksek işlerde çalışamadığını aktardığını kaydetti.

*Fotoğraf: www.biharinaplo.ro